Açlık

Bugün size tanıtacağım kitap, edebiyat tarihinin en mide bulandırıcı eseri. Norveçli yazar Knut Hamsun‘a ait olan bu kitabın öyküsü biraz da yazarla başlıyor aslında.Görsel

 

‘Bütün dünya Alman taşşağı yesin’ parolasıyla Avrupa’nın anasını ağlatan Hitler ile oldukça sıkı dost olan, Nazilerin Norveç’i işgali sırasında, ‘Saddam heykelini deviren Iraklılar’ gibi onları körü körüne destekleyen bu Hipster- Enver Paşa bıyığı karışımlı abimiz; her ne kadar Norveç’in black metal dışında bir şeyler üretebildiğini kanıtlasa da , yine aynı Norveç halkı tarafından pek sevilmez haliyle.
Görsel                        Görsel
DOĞMA BÜYÜME NORVEÇLİ GRUP        NORVEÇLİ KİTAP

Savaş yıllarında Alman taşaklarına çektiği sakso sayesinde Amerika’ya kaçabilen Hamsun, bir çok orta sınıf mesleği yaparak geçimini sürdürmüş. Amerika ve Norveç yıllarının yazarlığını olgunlaştırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yazar ve eser hakkında son can alıcı bağlantı ise, Hamsun kitabı yazmadan önce Kopenhag’da kasıtlı olarak aç kalıp, açlık duygusunu daha iyi etüt etmiş ve eserini bu süreçte kaleme almıştır.

Lokma bulamayan bir İskandinav aydının gururuyla kaleme dökülmüş bu eser, maddi ve ruhi dibe vurmayı biyolojik bir argümanla destekleyerek ‘hacı noluyor ya’ sorusunun cevabını aramakta. Bilinç akışı yönteminin de çok net ipuçlarını barındıran kitap, aynı zamanda bir ‘aydın’ baş kaldırışıdır. Abimizin durup durup aşık olması da kitaba bazen farklı pencelerer katıyor. Türk filmlerinin eski ve eskimez klişesi ‘Fabrikatör kızı- Kapıcı oğlu’ aşkı desek çok da yanlış olmaz.

1920 yılında Nobel ödülüne layık görülen bu kitaba, hatırlayacaksınız yazının başında mide bulandırıcı falan demiştim. Kitaptaki karakter o denli gururlu ki kitabın bir yerinde kendi parmağını yiyor.

Neyse. Ben yemek sepetinden kendime Burger King söyleyeyim. Size de iyi okumalar.

9/10

Berk Çapar.

Bu yazı Dünya Edebiyatı, Underground içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın