İstanbul’da Bir Merhamet Haftası

Bugün size tanıtmak istediğim kitap İstanbul’da Bir Merhamet Haftası.

Murat Gülsoy‘un 2007’de yazdığı bu kitap, Can Yayınları tarafından basılmış.Image

Yine mi Murat Gülsoy demeden önce beni bir dinleyin. Bu, sizin bildiğiniz romanlardan değil. Tek bir ana karakter ve tek bir olay örgüsü üzerinden gitmiyor. Kendinizi bir anda yedi kişinin en mahrem anlarında, anılarında buluyorsunuz. Ortak noktaları ise bir ‘projeci yazar’ tanımaları ve ona “evet” demiş olmaları.

Yedi kişi, yedi gün boyunca ‘projeci yazar’ın onlara gönderdiği resimlere bakıp yazıyor. Her zaman resimle ilgili şeyler yazmıyorlar. Yazarımız onlara “otomatik yazın” dediği için akıllarına gelen şeyleri yetişebildikleri kadarıyla yazıyorlar. Akıllarına geçmişten yüzler, sesler, olaylar geliyor. Resmi unutup iç dünyalarının derinliklerinde kayboluyorlar. Bazıları ise resimle ilgili yazmayı hepten reddediyor.

Karakterleri ayırt etmekte hiç sorun yaşamıyorsunuz. Hepsi birbirinden çok farklı. Stilleriyle, kelime seçimleriyle, anlattıklarıyla sıyrılıveriyorlar. Yazar, sanki karakterleri derinleştirebilme yeteneğiyle gösteriş yapıyor. Sizi karakterlerin gerçekliğine o kadar inandırıyor ki, ‘projeci yazar’ın o olup olmadığını düşünmeye başlıyorsunuz. Kitap bittiğinde hâlâ emin olamıyorsunuz.

Kitabın adı, gerçeküstücü ressam Max Ernst‘ün bir ‘roman’ından, Merhamet Haftası‘ndan, geliyor. Bir dizi kolaj çalışması olan bu romandan seçilen resimleri yorumluyor bizim karakterler. Bu kitapta da yedi gün var, bir de yedi ölümcül element. Bol bol yorum gerektiren, üzerinde düşünmenizi isteyen konular anlayacağınız. Sadece siz de değil, karakterler de düşünüyor. Her ne kadar resimlere bakmadan yazdıklarını iddia edenler olsa da, her şey birbiriyle bağlantılı.

Okuyun ve yorumlamayı, yazmayı, yaşamayı farklı gözlerle görün.

Puan:9/10

Merve Akçay.

Bu yazı Türk Edebiyatı içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın